Sayın Barut'un ardından...
27.08.2013 16:08:00
Diğer Haberler
Halid Ağırkan Hoca ile Söyleşi
Zaman denilen uçsuz buçaksız mekanda, bize biçilen ömür denen süreci yaşarken, iyisiyle kötüsüyle, zoruyla kolayıyla tutunmaya çalışırız hayata.
Kendimize biçtiğimiz rollerimiz, ideallerimiz ve heveslerimizle varolma savaşında yol açmaya çalışarak, vaktin bizleri götürdüğü bilinmeze doğru yelken açıp aynı zamanda bir iz bırakmaya çalışırız, insan olmanın doğal güdüsüyle.
Bazen bilerek bazen bilmeden, bazen isteyerek bazen istemeden yaptığımız seçimler varoluşumuzu tamamlamamızı sağlarken, geçmişte bıraktığımız acı tatlı hatıralar arasındaki gelgitlerde gidip gelir, kendimizce çıkardığımız derslerin yörüngesinde devam ederek , günlük koşuşturmacamızı tamamlamaya çalışırız.
O hengame içerisinde nice hayat kesitlerimizi biriktiririz, hafıza dediğimiz beyin depomuzda.
Ders aldığımız, yeni şeyler öğrendiğimiz, önem verdiğimiz bir çok olay ve durumu tecrübe eşliğinde pekiştirir, kullanmak veya hatırlamak üzere kendi köşesindeki sırasına koyarız, sakladığımız yerden çıkarmak üzere.
İşte hoşgörü, sanat aşkı, Anadolu ve değerleri dediğimizde her zaman hafızamdaki yerini koruyup; sanata, sanatçıya, yazı ve yazara verdiği değerle daima gönlümden geçecek olan Sayın Alim Barut’u Niğde’de Valilik yaptığı sürenin içinde insanı değerleriyle anmamak haksızlık olurdu diyerek sarılma ihtiyacı duydum, kalemimin kağıt uzerinde salınan hallerine.
Devlet gelirlerini tahakkuk ve tahsilinden tutunda, kamu düzen ve güvenini sağlamaya, il sınırı içindeki yerel yönetimler üzerindeki vesayet yetkisinden, törenlere başkanlık etmeye kadar birçok görevi yerine getiren ve istisnai memurluk olarak tanımlanan valilik makamı, elbet bir il için önemli ve tartışılmaz.
Yazarlar ve Sanatçılar Birliği olarak insana ve sanata dair her proğramımızda bizlere destek verip manevi olarakta hep yanımızda olan Sayın Barut kendi deyimiyle “sinirlerimi aldırdım” sözüne uygun dinleyen ve anlayan yapısıyla farklı bir kişi profili çizmesi, yüklendiği sorumluluk nezdinde de babacan bir profili simgeliyordu...
Ağzınızdan çıkan herhangi bir yazarın veya şairin ölüm ve doğum tarihini ezbere ansiklopedik bir detayla söyleyen, Anadolu da yaşamış bir çok ismi bilinen yazar ve şairin (ki bilinmeyenlere dair bir çoğunu da kendi bilen) dizelerine hakim olup, Anadolu kültürünün engin birikimini yüreğiyle bütünleştiren Sayın Barut’u, bir Vali olmanın dışında özgün ve insani yönüyle tanımak, kendi tecrübe literatürümün güzide köşelerinden birini kaplayacak.
Özellikle 30 yılı geçkin kendi özel ajandasında yine kendine ait el yazısıyla yazdığı ve biriktirdiği şiirler, anekdotlar, deyişler eşliğinde ki ciddi özel arşivi, ajanda olmanın dışında, sanata ve edebiyata dair bir yaşamın inceliklerini de içinde taşırken, başlangıç şiirinin İstiklal Marşı olması, hayata bakışının inceliklerini taşıyordu.
Hangi makam ve mevkide olursak olalım insanı insan yapan öğelerin gözardı edilmemesi noktasındaki örnek davranışlarıyla, yarınlarımızda toprakla buluşacak bedenimizin faniliğinde evrende bir hoş seda bırakmanın güzelliğiyle beni buluşturdukları için, kendilerine her zaman bir gönül borcu hissedeceğim.
Bu makamın temsili noktasında kişisel vakarı korumak kadar insani ve ona ait değerleri bünyesinde büyük incelikle taşıyan Sayın Alim Barut, kendi adıma hiç unutmayacağım simalardan biri olarak gönlümdeki yerini alacak.
Ve bu noktada bana düşen, bundan sonraki yaşamında, herşeyin gönüllerince olmasını dilemek olacak.
Fırat Ensari, yazdı...