Daima Rabia

12.09.2013 09:38:00
Daima Rabia

 Daima Rabia
 

17 Ağustos 2013 Cumartesi gününden itibaren bu sayfalarda her gün bir şiir yayımlandı. “Mısır İçin Şiirler” başlığı altında yayımlanan bu şiirler, şairlerimizin soylu bir duruşu olarak kayıt altına alınmıştır.


14 Ağustos 2013 günü başladı bu şiirlerin yayın süreci.

Tabii bunun da öncesi var. Mısır’da darbeye karşı Rabiatül Adeviyye ve Nahda meydanlarında Ramazan ve bayram boyunca süren şanlı direniş var. Gelecek kuşaklara rehberlik yapacak olan bu direniş, 14 Ağustos günü bir katliamla sona erdirilmek istendi.

Boğucu bir İzmir sabahında almıştım katliam haberini; çaresizlik içinde kalakalmıştım.

Günlerdir Mısır meydanlarındaki kardeşlerimizin kalp atışlarına uzaktan da olsa iştirak etmeye çalışıyordum. Fakat şimdi katliama uğramış bedenlerle ve o anları yaşamış kahramanlarla aynileşmek mümkün müydü? Ne yapabilirdim, ne yapabilirdik?  

Duygu ve düşüncelerini kalemle dile getiren birisi olarak, o an yapabileceğim tek şey vardı. Kendileri belirli bir hassasiyeti yüklenmiş insanlar olan şair arkadaşlarımı telefonla, bu yolla ulaşamadıklarımı ise internet üzerinden tek tek aramaya başladım. Birer şiirle tepkimizi gösterir, tanıklığınızı gerçekleştirebilirdik. Şairlerimizle konuştukça verdiğimiz kararda yanılmadığımızı anladım. Pek çoğunun darbeye karşı yapılagelen direnişi şiirle anlatmaya başladığını öğrendim. Bir kısmı ise, benim yaptığım müracaatı, kendilerindeki potansiyeli harekete geçirecek bir sebep sayıp, şükranla karşıladılar.

Teklifime “olumsuz” cevap veren isimler de oldu. Bu yolda bir şiir kaleme alamayacağını söyleyenler arasında kendi şiir anlayışını öne sürenler oldu. Bir diğer grup ise ideolojik olarak Mısır’daki sürece itirazı bulunmadığını dile getirenlerdi. Kuşkusuz aynı kategori içinde değerlendirmiyoruz, fakat bir durum tespiti yapmak için şu cümleyi kurmaktan da kendimizi alamıyoruz: “Salt şiir”ci bir anlayışla hareket eden zihniyetle, sırf Müslümanlara karşı yapıldığı düşüncesiyle bir darbe sürecini ve insanlık dışı bir katliamı olumlu bulan zihniyeti kınama hakkını kullanıyoruz.

O gün, şairlerimizle kurduğum telefon ve e-mail irtibatlarının benzerini bir basın yayın organıyla da kurmalıydım. Bu, elbette haftalık yazılarımla bünyesinde bulunduğum Milli Gazete olacaktı. Kültür sanat sayfası editörümüz Seyid Çolak’a durumu anlattım. Talebimi memnuniyetle karşıladı. Böylece, “Kara Çarşamba”dan üç gün sonra 17 Ağustos 2013 Cumartesi’den itibaren, şairlerimizin şahsıma ve gazetemize gönderdikleri şiirleri kültür sanat sayfasında yayımlamaya başladık. Şimdiye kadar 20 civarında şiirin yayımlandığını sıkı okurlarımız biliyor. Tamamı olmasa da (zira 100’e yakın şiir ulaştı bize) şiirleri yayımlamaya devam edeceğiz.

Gazetemize gelenler dışında, başka yayın organlarında ve farklı platformlarda yayımlanan darbe karşıtı şiirleri de derlemeye başlamıştım. Böylece, kısa zamanda önemli bir birikim oluşmaya başladı. Süreç devam ederken şair arkadaşlarım arasından farklı önerilerde bulunanlar oldu. Bu şiirler bir kitapta derlenip toparlanmalıydı. İlk olarak şair Mustafa Oğuz’un aklımıza düşürdüğü bu fikir hızla olgunlaştı. Sultanbeyli Belediyesi Kültür Müdürü dostumuz Mehmet Mazak, fikrimizi büyük bir ilgiyle benimsedi.

Tam da bu noktada, çalışmalarımızı daha sağlıklı yürütmek için bir inceleme kurulu ihdas etmekte fayda bulduk. HABERICERIK Önal Mengüşoğlu, Mustafa Oğuz, Abdurrahman Adıyan, Sıddık Ertaş ve Cevat Akkanat’tan oluşan kurulumuz, bize gelen şiirleri tek tek inceleyip oyla değerlendirdi. Sultanbeyli Belediyesi tarafından yayınlanacak şiirleri oy çokluğu ilkesine göre karara bağladı. Gerçi şunu biliyorduk: Mısır direnişi lehinde yazılan her bir satırın bizim için büyük bir değeri vardı. Fakat yayıncılık şartları (kitabın ebatları, vb.) gereği, kimi tasarruflarda bulunmak zorundaydık.

Gelinen noktada, çabamız hızla sonuca ulaşıyor. Şiirler Arapça ve İngilizce’ye tercüme ediliyor. Önümüzdeki haftalarda elimizde olacak Mısır direnişi için Türkiyeli şairlerin yazdığı şiirlerden oluşan antoloji. Teşekkür ediyorum gazetemizdeki bütün ilgili arkadaşlara… Teşekkür ediyoruz Sultanbeyli Belediyesi’ne ve Başkan Hüseyin Keskin’e…

Tabii bu bağlamda şiir gönderen bütün şairlerimize de müteşekkirim. Her birinin adını tek tek anmak isterim, fakat bunun en azından bu yazı içinde imkânı yok. Şiirleri güç verdi bana; güç verecek daima… Onların hassasiyetleri olmasaydı, Adeviyye Meydanı’na ithafen, yazılır mıydı Daima Rabia!

Cevat Akkanat

 

Kaynak:

Millî Gazete
12.09.2013