Kara Çarşamba...

10.09.2013 17:41:00
Kara Çarşamba...

 

uluyacak orman bulunca çakal

-bülbül kesilse de-

çakal, her zaman her yerde çakaldır

sütunlu sarayda da, üniforma içinde de

zihniyeti firavunlardan kalma bir kalıntı

ne fark eder ki ismi olsa da ‘sisi’

 

inat kozasında öfke eğiren üniforma

çalarken ilmiklerini insan bedeninden

ve meydanlara kandan libas sererken

kasap mı oldu diye düşünürüm terziler

 

mısır’da toprak hicap makamında

su, mahcup mahzun kirlenmekten

vampirlerin kan şöleninden

çöller merhamet fışkırmakta

dilsiz şeytan/lar susmakta yine

içten içe kalabalık konuşmakla

 

ey ortadoğu’nun

yorgun ve kadîm halkı!

ey piramitlerle nil’le musa’yla yoğrulmuş

krallardan, diktatörlerden yılmış insanlar

mabetlerden çıkın artık!

 

ey suda suyu arayan mısırlı

-su, sensin-

yalvaç sende, nil sende

firavun sende, piramit de

bunu idrâk et mümkünse

 

ve bak,

son ‘kara çarşamba’dan beriye ki

nil’in çocukları handikap ve azap içinde

insanlık ‘ölü dil’ tarih sayfasında allah’ım!

 

hey

masum halka savaş açan korkaklar!

şuh dilberin dudaklarına asılı zaman

-gözlerinizden feri mi almış-

 

behey kalbi taş kesen firavunlar!

alçaklık dünyasının epsem iblisleri

silindiniz, silindiniz insanlık haritasından

 

ve ey

özgürlük zırhı kuşanan insan!

ey kuraldan maskeden ve tirandan

özgürlüğe koşan masum yürekli adam

ilken ve hedefin en önemlisi sevgin

oldukça zafer senindir.

 

18-20 Ağustos 2013 Bursa


Abdurrahman Adıyan, yazdı.
 

Not: BirNokta Dergisi, Eylül 2013, 140.sayıda yayımlandı.