Gurbette Bayram

11.08.2013 19:42:00
Gurbette Bayram













GURBETTE BAYRAM 



 Arife güzeldir, bayramı getirir. 

Sahur mahmurluğu, oruç farklılığı, iftar telâşı derken sayı tamamlandı; seneye yeniden buluşmak temennisiyle üç ayların sonuncusunu uğurluyoruz. 

Çocuklar çabucak sabah olsun diye uyumak istiyorlar. Heyecandan gözlerine uyku girmiyor. Dönüp duruyorlar yataklarında. 

Anne bayram tatlısına şerbet dökmekle meşgul. Baba küçüklerin parasını geceden hazır ediyor. Gerçekçi olmak lâzım; mendilin, şekerin eski itibarı kalmadı. 

Bir aylık alışkanlığın neticesi bugün de sahur vakti uyanılır. Sahurların bittiğini hatırlayarak yatakta biraz daha kalırız. 

Güneşin doğuşu yaklaşırken yol camiye gider bayram namazı için. 

Kalabalığı bulmuşken öğüt fırsatını ziyan etmeyecek vaizden vakit namazlarına gelmediğimizden ötürü sitem işitmek bayram vaazının olmazsa olmazlarındandır. 

Tanıdık tanımadık her çağdan insanla bayramlaşarak ayrılırız camiden. 


Ev halkının evde kalan üyeleri hazırlanmış beklemektedirler. 

Yaş sırasına girmiş ailede bayram el öptürülerek veya el öperek kutlanır. Sıra harçlığa gelince hiç büyümeyen çocukların ellerine bayram ödenekleri tutuşturulur. Ardından birlikte kahvaltı. Uzaktaki hısımlarımızla telefon aracılığıyla bayramlaşırız. Buradaki arkadaşlarımızın çoğu memleketlerine gittiğinden ve bu şehirde akrabamız da bulunmadığından ziyaretleşebileceğimiz insan yok gibidir. 

Saatler ilerledikçe gurbet sıkıntısı bastırır. Arabaya atlayıp sılaya yönelsek niyetlenişimizi mesafenin uzunluğu, çocuğun rahatsızlığı, mevsimin kışlığı, tatilin azlığı, para yokluğu gibi sebeplerden en az biri geri çevirir. 

Hüzünleniriz. Hey gidi hüzün, sen olmasaydın ne kadar yavan yaşanırdı. 


Kapının zili çalar. Açarız. Karşımızda bayramı bizim gibi gurbette karşılayan bir aile. Dağılır yüreğin bulutları...



Erdal Noyan, 
bayram günlerini yazdı... 


gurbette-bayram