Erzurum'dan Ramazan Hatıraları

22.07.2013 10:16:00
Erzurum

ERZURUM’DAN RAMAZAN HATIRALARI
 
Erzurum Atatürk Üniversitesi  İlitam programı sınavı özel gündemiyle hafta sonu Erzurum’daydı.
Erzurum birçok  yönüyle  çok güzel bir şehir. Özellikle Ramazan’da Erzurum bir başka güzel.
O kadim usule uyarak,yiyip içtiklerimi kendime saklayıp,gezip gördüklerimi yazıyorum.
 
-BURASI ERZURUM ABİ-

Erzurum’da bendenize sağolsun hafız Muzaffer İnneci kardeşim refakat etti.Şehrin sokaklarını dolaşırken hafız Muzaffer’e sordum:
-Erzurum’da da oruç tutanların gözünün içine baka baka yiyip içenler, çeşitli tavır ve davranışlarıyla oruç tutanları incitenler var mı?
-Muzaffer şöyle dedi:
‘’Burası Erzurum abi, böyle şeyler kimsenin aklına bile gelmez.
 
-MERSİN’DE İLAHİYAT YOK MU?-
 
İftarda Hilmi Tuzcu Hocanın misafiriydim.
-Teravih’i nerede kılalım, dedi.
-Üniversite Camiinde kılalım, dedim.
Erzurum’da birçok tarihi camii var. Fakat nedendir bilmem canım üniversite caminde teravih kılmak istedi.
Hilmi Tuzcu Hoca’nın kardeşi üniversite Camiinin müezzin-kayyımı Abdulkadir Tuzcu Hoca sağolsun,bize yakın alaka gösterdi.Üniversite camiinin altında bulunan Ebru Atölyesindeki çay keyfi tek kelimeyle doyumsuzdu.

Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Davut Yaylalı,öğretim üyelerinden Prof.Dr.Tevhit Bakan,Hilmi Tuzcu ve Abdulkadir Tuzcu hocalarla birlikte hem çay içtik hem de  söyleştik.Söz döndü dolaştı.İlahiyat fakültelerine geldi ve Dekan Davut Hoca sordu:
-Mersin’de İlahiyat Fakültesi yok mu?
-Maalesef!...
Cevabımıza çok şaşırdı ve ekledi:
-Mersin gibi büyükşehir de nasıl İlahiyat Fakültesi olmaz. Halbuki Iğdır ve  Ardahan da bile ilahiyat var.
 
-RAMAZAN COŞKUSU-

Ramazan ayının bütün güzellikleri Erzurum’da büyük bir coşkuyla yaşanıyor. Öyle ki İftar vaktinden sahur vaktine kadar şehir dipdiri,cıvıl cıvıl…herşey güzel Kitap fuarı eksik.

-TARSUS DENİLİNCE AKLINIZA NE GELİYOR-

Bu soruyu çoğu esnaf yaklaşık 20 kişiye sordum. 20 kişiden hiçbiri Tarsus denilince aklıma Eshab-ı Kehf ve Danyal(as) geliyor demedi maalesef.
Erzurum’da Tarsus denilince akla gelenler ‘’limon,portakal ve deniz.’’
Demek ki biz şehrimizin manevi değerlerini narenciyemiz kadar tanıtamamışız.

-AHİLİK BU OLSA GEREK-

Sahur için bir çorbacıya gittik. Çorbacı bizde çorba var,ekmek yok dedi.Bu defa başka bir çorbacıya gittik.O da bizde ekmek var,çorba yok dedi.
Biz daha önce gittiğimiz lokantada ekmek yokmuş…Onun için buraya geldik deyince…Osmanlı çorbacısının sahibi şöyle dedi:
-Kardeşim,çorba onlarda varmış.Ekmeği de biz götürelim siz sahurunuzu yapın.
Aynı durum buralarda olsa  Acaba müşteriye aynı kolaylık sağlanır mı?

-BİZE YAKIŞMIYOR-

Otagarlarda ve dinlenme tesislerindeki her şeyin piyasanın 2 katı fiyatına satılması ve adeta oraların dinlenme tesisinden ziyade yorulma tesisine dönüştürülmesi bize yakışmıyor.

Bizim medeniyetimizde yolcuya kolaylık sağlanır,ikram edilir.Fakat bu ulvi erdemin maalesef bugün irabta mahalli yok gibi gözüküyor.
 
-YAZICIOĞLU HAKLIYMIŞ-
 
Erzurum’a giderken ve dönerken Sivas’ta 2 defa sahur yaptım. Aylardan temmuz fakat Sivas adete buz.
 
Ruhuna bir Fatiha okuyarak şöyle dedim: Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ‘’üşüyorum derken ne kadar da haklıymış.’’
 
-BENİ İNLETEN SALA-
 
Sala okunmayı da dinlemeyi de çok severim. Sala okurken de dinlerken de beni hep etkilemiştir. Ancak Erzincan Otogarında verilen 10 dakikalık molada öyle bir sela dinledim ki;
Ne siz sorun nede ben söyleyeyim.
Aman Allah’ım sala insanı bu kadar mı inletirmiş! Okunan içli sala içimdeki yolculuk psikolojisiyle birleşince dilimden şu mısralar döküldü:
 
Haykırır hakikatı okunan sala bana
Dünya acı bir gurbet,ahiret sıla bana 


Bülent Acun